Elimizdeki Bu Hayatla Ne Yapacağız?
İnsan doğal eğilimidir anlamlandırma meselesi. Varoluşumuzun kanıtı gibi. Çoğumuzun “İnsanın anlam Arayışı” kitabından tanıdığı Frankl amcanın da dediği gibi insanı güdüleyen şey: “anlam istemi” .
Bu istem ortadan kalktığında ne olur ki? Boşunalık? Simyacı kitabı sayfa 21: “kendilerini yeryüzünde başıboş dolaşmaktan vazgeçirtecek kişi..” Bu anlam karşımızda boş bir pazar yeri gibi duran dünyayı başı boş dolaşmaktan vaz geçirtiyor, bir düşü gerçekleştirme olasılığı veriyor.
Yahu bu soruya gerçekte yanıt verebilir miyiz sahiden?
Bu yazıda yaşamın anlamını bulmak için bir reçete bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız baştan söylemek isterim.
Yaşamın anlamı gibi bu kocaman konsepte Dilozof soru sormanın öneminden bahsedir.Yani diyor ki;
ANLAMIN ANLAMI NEDİR arkadaş?
Anlam ilişkidir: özneyle öznenin kendisine konu edindiği nesne arasındaki ilişki. Şey hakkındaki düşünceden doğar. O zaman anlam mutlak değildir.
Zeytin dalı düşünelim, barış anlamı da içerir. Bu ilişki tarihsel, öznel, toplumsal ögelerle bezeli.
Marcel Duchamp’ın Fauntain adlı eserinin üzerine sadece imzasını attığı bir pisuvar olduğunu biliyor musunuz? Günlük hayatta kullandığımız bir aracın anlamı sanat gibi bir araçla ters yüz edilerek farklı bir anlama taşındı.
YAŞAM SİZ ONA NE ANLAM VERİYORSANIZ O’dur.
ANLAM bulunan bir şey değil, OLUŞTURULAN/YARATILAN bir şeydir. Bizim bir şeyi anlamlandırma biçimimiz aslında o şeyi değil bizi gösterir. Yaşamın anlamsızlığı ya da anlamlılığı kendisinde ne olduğundan ziyade sizin YAŞAMLA NE ŞEKİLDE İLİŞKİ KURDUĞUNUZA bağlıdır.
YAŞAM ONUNLA NE ŞEKİLDE İLİŞKİ KURUYORSAN O’DUR.
Yaşamın tek bir anlamı olmayabilir. Fakat seçersen yaşam, anlamlı olabilir.
Sevgiyle Kalın