Kısırlık erkeklerde, son 40 yılda iki misli yaygınlaştı. Her yıl kısırlık %1.4 oranında artış göstermektedir.
Erkek Kaynaklı Kısırlıkta Mikrobiyom Analizi ve Kişiye Özel Beslenme
İnsan vücudu sadece insan hücrelerinden oluşmaz. Vücudumuzda yaşayan bakteri, virus, arkeler gibi tek hücreli canlılara mikrobiyota ismi verilir. Bu canlıların genetik materyalleri ise mikrobiyom olarak adlandırılır. Çoğunluğu bağırsakta yaşayan mikrobiyotanın belli başlı fonksiyonları şunlardır;
- Sindirime yardımcı olmak,
- Bağırsak yoluyla alınan toksinleri temizlemek,
- B ve K vitamini gibi bazı vitaminleri sentezlemek,
- Androjen(testosteron) üretimine yardımcı olmak,
- Bağışıklık sistemini güçlendirmek.
Mikrobiyota ismini verdiğimiz bu canlılar vücudumuzdaki yararlı bakteriler olarak özetlenebilirler. Son yıllarda doğal yaşamdan ve topraktan uzaklaşılması, fiziksel aktivitenin azaltılması ve yanlış antibiyotik kullanımı mikrobiyota çeşitliliğini azaltmakta ve hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.
Okuyacaklarınız
Mikrobiyom ve Erkek Kısırlığı Arasında İlişki Var Mıdır ?
Yapılan son çalışmaların sonuçları bize bağırsak mikrobiyomu ile kısırlık arasındaki yakın ilişkiye işaret ediyor. Çalışma kapsamında kısırlığı olanlarla sağlıklı kişilerin bağırsak mikrobiyomları karşılaştırıldığında arada farklar olduğu ortaya konuldu.
Bağırsakta yer alan bakteriler kronik iltihaplanmada etkili olduğu için hem kadın hem de erkek üreme organlarının sağlığı ile yakından ilişkilidir. Üreme sistemi ve bağırsak, birbirine yakın iki organ olduğu için, mikrobiyom sağlığının doğurganlık üzerindeki etkisi şaşırtıcı değildir!
Yayınlanan kısırlık ve mikrobiyom çalışmasında, doğurgan ve kısır kadın grupları arasındaki bağırsak mikrobiyom profilindeki farklılıklarının düzenlenmesinde mikrobiyoma dayalı tedavilerin, kısırlığa sahip kadınlarda bozulmuş bağırsak florasını ve gebelik ihtimalini iyileştirmeye yardımcı olduğunu gösterdi.
Bağırsak mikrobiyomunda iyi bakterilerin fazla olması durumunda hormonlar sağlıklı işleyişini sürdürür. Vücut salınan hormonun gerektiği kadarını kullanır; ihtiyaç duyulmayan hormonlar ise karaciğerde kullanılamaz hale geldikten sonra bağırsaklardan dışarı atılır. Ancak bağırsaklardaki zararlı bakteriler fazlalaşırsa süreçte bozulmalar meydana gelir.
Dışarı atılması gereken hormon kötü bakteriler tarafından yeniden aktif hale getirilir ve vücutta baskınlık yaratmaya başlar. Bu durum da hormonal dengesizliğe yol açar. Hormonal denge bozulduğunda vücutta zararlı olan oksidatif stres tetiklenir ve kısırlık da dahil olmak üzere ciddi sağlık problemleri oluşabilir.
Kısırlık erkeklerde, son 40 yılda iki misli yaygınlaştı. Her yıl kısırlık %1.4 oranında artış göstermektedir. Üreme çağındaki kadınlarda ise bu oran yaklaşık %11 seviyesindedir. Doğurganlıktaki düşüş ilk olarak Sanayi Devrimi ile görüldü ve günümüze kadar devam etti.
Bu da doğurganlık ile beslenmenin arasında yakın bir ilişkili olduğunun da göstergesidir. Sanayi Devrimi’nden bugüne beslenme alışkanlıklarımız kökten değişime uğradı. Fast food gıdalar, kızartmalar, doymuş yağ asitleri, kalitesi her geçen gün düşen etler şu anki beslenme modelini oluşturuyor.
Gıdalara eklenen katkı malzemeleri, yapay tatlandırıcı ve koruyucular da sağlık açısından risk yaratıyor. Kötü beslenme, sindirim sağlığı başta olmak üzere tüm vücut açısından ciddi sorunlar meydana getiriyor. Bu durum bağırsak mikrobiyom çeşitliliğinin azalmasına ve kaçınılmaz olarak doğurganlığın olumsuz etkilenmesine de yol açtı. Tüm bu bilgiler sorunun temel kaynağının bağırsaklar olduğu fikrini güçlendirmektedir.
Varikosel ve Mikrobiyom İlişkisi
Varikosel, testis damarlanın gelişmesi sonucu ortaya çıkan, en sık karşılaşılan erkek kısırlık sebebidir. Günümüzde biliyoruz ki; varikoselin erkek kısırlığına yol açma mekanizması; oluşan spermler üzerinde artmış oksidatif stres yani toksinlerin varlığıdır.
Bu sebeple varikosel hastaları için geliştirilen bazı antioksidan vitamin destekleri ve tedavilerle sperm şekil ve hareketlerinin düzeltilmesi amaçlanmaktadır. Fakat bu tedaviler her hastada yüz güldürücü sonuçlar vermemektedir. Bu durum bizlere kişiye özel yaklaşımların ve beslenme önerilerinin önemini göstermektedir.
Daha önce bahsettiğim gibi, mikrobiyotamız toksinlerin uzaklaştırılması ve oksidatif stresin azaltılmasında önemli yere sahiptir. Bu nedenle erkek infertilitesinin en sık sebebi olan varikosel hastalığında sperm hareket ve şekillerinin düzeltilmesinde kişiye özel mikrobiyom analizi yapılmalı ve beslenme düzeni oluşturulmalıdır.
Yeni Nesil Beslenme Modeli: Mikrobiyom Diyeti
Bağırsaklardaki her bakterinin ihtiyacı duyduğu özel besin öğeleri vardır. Bakterilerin ihtiyaç duydukları besinleri belirleyerek bu besinleri almak beden sağlığına da büyük destek verecektir.
Bu noktada öğün sıklığı, hangi besinlerin ne kadar tüketildiği de çok önemlidir. Bilimsel araştırmaların da gösterdiği üzere, kişiye özel bir beslenme düzeninin aynı zamanda cinsel hayat üzerinde de olumlu etkileri vardır.
Her insana özel olan mikrobiyom yapısı bağırsak sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemi, hormonal denge, iştah kontrolü, vücuttaki besinlerin doğru kullanımı üzerinde de etkilidir.
Kişinin metabolizma sistemini doğru anlaması ve vücudun tam olarak ihtiyaç duyduğu besin öğelerinin belirlenmesi ile cinsel sağlığın da korunması ve iyileştirilmesi mümkün olmaktadır.
Ülkemizde Mikrobiyom Analizi Yapan Merkezler Var mı?
Ülkemizde üretilen, yeni nesil genetik tanı yöntemleri ve yapay zeka algoritmalarını kullanan mikrobiyom analiz sistemleri bulunmaktadır. Kliniğimizde de bulunan bu sistemler sayesinde size uygun beslenme programlarını uzman diyetisyenlerimiz gözetiminde düzenliyor ve daha sağlıklı bir cinsel hayata kavuşmanızı sağlıyoruz.