Testis Kanseri Neden Olur?
Testis kanseri ürolojik kanserlerden biridir. Testis kanseri, prostat, mesane ve böbrek kanseriyle birlikte ürolojik onkolojinin ilgi alanıdır. En nadir görülen ürolojik kanser türüdür. Yapılan bir çalışmada testis kanserinin erkeklerde görülen tüm kanserler içindeki oranının %1 olduğu bildirilmiştir. Genellikle testislerin birinde olur. Testis kanseri diğer üç ürolojik kanser kadar sık görülmese de kendine has özellikleriyle dikkate alınması gereken bir hastalıktır. Pediatrik yaşta görülen tümörler dışarıda bırakıldığında (ürolojide pediatrik tümörler çok nadirdir) genç yaş grubunda görülen önemli kanserlerden biridir. Testis kanseri en sık 15-35 yaş arası görülür.
Testis erkeklikle ilişkili bir organdır. Erkeklerde üremeyi sağlayan testiste sperm hücreleri üretilir ve erkeklik hormonu (testosteron) salgılanır.
Testis Kanseri Oluşumunun Nedenleri
Kişide testis kanseri riskini artıran üç temel faktör olduğunu düşünüyoruz: gebelik sürecinde yaşanan bazı sorunlar, genetik yatkınlık ve doğumsal ürolojik hastalıklar (inmemiş testis, hipospadias).
İnmemiş testis, bebeğin testislerinden birinin veya her ikisinin torbaların içinde olmayıp kasıkta veya karın içinde olmasıdır. Bu bir hastalıktır ve bir süre bekledikten sonra testis kendiliğinden inmiyorsa tedavi edilmesi, testisin doğal konumuna indirilmesi gerekir. İnmemiş testisle doğan erkek çocuklarda testis kanseri görülme riski genel ortalamadan 5-10 kat fazladır.
Testis Kanseri Belirtileri
Testis kanseri erken evrelerde belirti vermez. Hastalar genellikle testislerini ellediklerinde bir sertlik hissederler ve üroloji hekimine başvururlar. Testis kanseri hastalarında şu belirtiler olabilir:
-
Testiste ele gelen kitle veya şişlik
-
Testiste ağrı, ağırlık hissi, hassasiyet
-
Karın ve/veya kasıkta ağrı
-
Testis torbasında sıvı toplanması
-
Göğüslerin genişlemesi veya hassasiyeti
-
Sırt ağrısı
Testiste ele gelen her kitlenin tümör olmadığını belirtmekte fayda var. Kesin tanı için mutlaka üroloji uzmanına başvurulmalıdır.
Testis kanseri tanısı elle muayene, bazı kan testleri (AFP, beta-HCG, LDH), ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi gibi tanı yöntemleriyle konur. Gerekli durumlarda MR ve PET-CT taramalarından da yararlanılabilir.
Testis Kanseri Tedavisi
Testis kanseri tedavi edilebilir. Özellikle kanser vücudun başka bir bölümüne metastaz yapmadıysa cerrahi ile sorun ortadan kaldırılabilir. Hastalığın evresine göre tek başına veya cerrahiye ek olarak kemoterapi tedavisine de başvurulabilir.
Testis Kanseri Ameliyatı
Testis kanseri ameliyatı ya da radikal inguninal orşiektomi. Kasıktan girerek tümörlü testisin vücuttan çıkarılması ameliyatıdır. Testis tamamen çıkarılabileceği gibi yalnızca tümörlü kısmı da çıkarılabilir. Ameliyat açık veya kapalı olarak gerçekleştirilebilir.
Kemoterapi
Testis kanseri olgularında kemoterapi tek başına kullanılabileceği gibi cerrahiyle birlikte de kullanılabilir.
Testis Kanseri Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Testis kanseri genellikle testislerden sadece birinde olur. Yani tümörlü testisi alınıp tedavisi tamamlandıktan sonra hasta kısa bir süre içinde cinsel yaşamına sağlıkla devam edebilir. İş hayatına ve günlük yaşantısına geri dönebilir. Burada bilinmesi gereken en önemli şey, bir testisinde tümör olan bir hastanın gelecek yaşantısında diğer testisinde de tümör ortaya çıkabileceğidir. Risk yüzde 3’dür. Bu nedenle testis kanseri tedavisi olan hastaların yaşamlarının geri kalanında da belli periyotlarla ürologlarını ziyaret etmeleri gerekir.
Testis kanseri ameliyatı sonrası cinsellik sürdürülebilir mi?
Tümör yalnızca hastanın tek bir testisindeyse, bu testis alındıktan kısa bir süre sonra çiftler cinsel hayatlarına sağlıkla devam edebilir. Çocuk sahibi olabilir. Tümörlü bir testisin sperm ve hormon üretimi zaten hasar almış olur. Çıkarılması hastanın cinsel yaşamına bir zarar vermez. Ancak testis tümörü nadir de olsa çift taraflı görülebilir ya da gelecek yıllarda diğer testiste de tümör oluşabilir. Bu durumda iki testise birden müdahale edilir. Nihayetinde kişi artık sperm üretemez ve çocuk sahibi olamaz. Erkeklik hormonu takviyesiyle cinsel yaşam uzun yıllar devam edebilir.